Ana içeriğe atla

dünya için küçük


Ergenlik yıllarımın o buhranlı zamanlarından kalan hatıralarım var benim, beni bir an bile yalnız bırakmayan. Yüzümü kaplamasa da, oldukça yer kaplayan sivilce lekelerim.
Birbirimize alışmamız zor oldu lekelerle, ben onlara savaş açtıkça onlar savaşa daha sağlam karşılık verdiler. Geçecekti geçmeyecekti derken bir baktım kabullenmişim onları... Öğrenilmiş çaresizlik mi desem, yoksa bu savaşın yorgunluğu mu bilemiyorum ama beyaz bayrağı salladım ben.



O bayrak sallandı sallanmasına da, bu kız öğretmen dışarı insan içine çıkıyor, her ne kadar ateşkes imzalasa da izleriyle kamufle etmesi şart :(
Uzun zaman kendine has kamufle yöntemleri ararken aniden çıktı karşıma 'note' markası. Deneyelim bakalım dedim ilkin günahı olmaz diyerek. Ve büyük aşkım bu ani kararla başladı.


Note markası, içeriğinde paraben içermeyen, bol badem kokulu bir ürün en azından fondötenleri...

note foundations

Sarı alt tonlu bir ürün olması benim en en en sevdiğim yanlarından biri çünkü birebir bana yapılmış hissi veriyor :) lekelerim bir sürüşte hop yok oluyor ki bu kadar kapatıcı fondöten bende oldukça doğal duruyor. hayatımda ilk kez birileri cildin ne kadar da güzel nasıl bakım yapıyorsun gibi sorular yönelttiler bana.(dünya için küçük olabilir ama benim için imkansız bir durumdu bu) En azından iğrenilerek bakılmayacak artık yüzüme derken böyle güzel yorumlar duymak, şımartmadı beni dersem yalan olur :D Neyse, fazlasıyla uzattım sanırım.
Uzun bir aradan sonra dönüş yazım bu olsun istedim çünkü Nazlı'nın en sorun haline getirdiği olaylardan biri kesin çözüm olmasa da alternatif çözümlerle halloldu ve bu yüzden bu kız bu aralar gerçekten çok mutlu 😊

Buraya kadar okuyabildiyseniz beni, kucak dolusu sevgiler sizinle olsun.

Yorumlar

  1. İlk defa böyle olumlu yorumlar duydum cok merak ettim açıkcası bende sarı alt tonluyum böyle bir kapatıcı arıyorum emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de birçok olumsuz yorum okudum bu fondotenler hakkında ama yazdığım gibi ben fazlasıyla memnun kaldım, tam anlamıyla aradığım fondotendi. Mutluyum. :)

      Sil
    2. Fiyatı da gayet uygun. :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kill Me Heal Me-Kişilikler

Önceki yazımda bahsetmiştim kill me heal me'den, Ne çok sevdiğimi, oyuncuları, senaryoyu falan anlatmıştım... Şimdi sıra en sevdiğim bölümde kişiliklerimizde. Doğruyu söylemek gerekirse kişilikler öyle güzel canlandırılmış ki Ji Sung tarafından hepsini çok sevdik. İzleyenler bilir oyuncumuzun nasıl güzel iş çıkardığını... Her yiğidin harcı değildir öyle anında değişip, insanları farklı biri olduğuna inandırmak...

Nerde o eski bayramlar!

Klişe bir cümleyle başlayayım dedim bu yazımda günün anlam ve önemini belirtmek için. Öncelikle yaşadığımız bu zor ve yıpratıcı zamanların arasında bir nevi hediye gibi olan bayram molasındayız ülkece.
İngiliz tarihi ile ilgili o kadar çok kitap okuyup film izledim ki onlardan biriymiş gibi hissediyorum bazen kendimi. Jane Austen en sevdiğim yazar olabilir mesela, birçok eleştiri alsa da zamanının hatta günümüzün en iyilerinden biri. Yaşadığı toplumu ele aldığı yazıları, yazı dili en sevdiklerim arasına girmesine sebep oldu. Onu çok sevmem vesilesi ile de Julia Quinn isimli yazar ile tanıştım, kendisine günümüzün Jane Austen'ı deniyor. Ama bence değil. Neyse asıl konum günümüz Austen'ının Bridgerton serisinin Netflix dizisi. Söylediğim gibi bütün tarihi şeyleri sevmemden dolayı bu diziyi de sevdim. Favorim diyemem ama güzeldi. Duyduğuma göre bütün kitap serisi dizi yapılacakmış. Seri 8 kitaptan oluşuyor bu arada. 8 Bridgerton kardeşin evlilik hikayesi.  Yazarın kitapları bana tekrardan ibaret geldiği için beklenti olarak beni çok heyecanlandırmıyor. Bütün kardeşler bir şekilde, ki çoğu 2 haftada aşık olup bir skandalla evleniyor. Mesela en şaşırdığım 4. kitapta Colin ve Penel