Ana içeriğe atla

16 Mart Ruhu

Mart benim için oldukça önemli bir aydır. Sanki benim için özel olan günler bu ayda toplanmış gibi, ayrı bir yeri var bende.


Bu gün de o ayrı özel günlerden biri benim için 16 Mart Öğretmen Okullarının kuruluş yıl dönümü. Bende öğretmen lisesi çıkışlı olduğumdan 16 Mart ruhunu fazlasıyla yaşayanlardanım. Dile kolay 4 yıl boyunca Öğretmen Lisesinin verdiği yükle yaşadım, ki zaten bir müddet sonra yük olmaktan çıkıyor sizin için öz güven-mutluluk kaynağı oluyor.

İlk başlarda dediğim gibi Öğretmen okulu ki köklü bir öğretmen okulunda okumak zordu, hele bir de yatılı kalma mecburiyetin varsa. Daha 15'ine basmamışken yeni şeyler öğrenmek zorunda kalıyorsun. Küçücük bedeninle ilk kez yatakhaneye, koğuşuna girince iliklerine kadar hissediyorsun soğukluğu,yalnızlığı ailen bırakmış seni gitmiş seni bir başına büyük bir gururla. Çünkü herkesin harcı değildir Öğretmen Okulunda okumak öyle düşünür çoğu aile çünkü eğer bi aile çocuğunu bırakabiliyorsa gururla küçücük can parçasını öylece, kendi başaramadıklarını çocuklarının başarmasını istediğindendir.

İlk geceyi geçirdikten sonra gerisi kolaylaşıyor zaman geçtikçe. Alışıyorsun yatakhane olayına, arkadaşlarına ve Öğretmen okulu öz güvenine... Başta seni yalnız bıraktığı için kızdığın, kırıldığın ailene tekrar tekrar teşekkür etmeye başlıyorsun çünkü aynı kandan olmasa da yeni kardeşler kazanmanın hem ne kadar zor hem de ne kadar değerli duygu olduğunu öğreniyorsun. 7/24 her şeyini bilen hisseden kardeşlerin oluyor artık seni koruyan. Derler ya 7 yıl biriyle arkadaş kaldın mı ömür boyu sürer o arkadaşlığın diye  öyle değil aslında bizim gibi 16 Mart ruhunu yaşayanlarda çünkü eğer bu ruhu yaşadıysan bilirsin ki kardeş, can olmuşsun zaten sen o kadar zaman geçmeden bile...

İşte böyle bir duygu 16 Mart ruhu, 4 yıl da bütün zorluklarına rağmen sana unutamayacağın güzellikte bir yaşantı bırakır ömür boyu unutamayacağın kardeşliklerle, arkadaşlarla... 16 Mart'ımız kutlu olsun!!!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kill Me Heal Me-Kişilikler

Önceki yazımda bahsetmiştim kill me heal me'den, Ne çok sevdiğimi, oyuncuları, senaryoyu falan anlatmıştım... Şimdi sıra en sevdiğim bölümde kişiliklerimizde. Doğruyu söylemek gerekirse kişilikler öyle güzel canlandırılmış ki Ji Sung tarafından hepsini çok sevdik. İzleyenler bilir oyuncumuzun nasıl güzel iş çıkardığını... Her yiğidin harcı değildir öyle anında değişip, insanları farklı biri olduğuna inandırmak...

Nerde o eski bayramlar!

Klişe bir cümleyle başlayayım dedim bu yazımda günün anlam ve önemini belirtmek için. Öncelikle yaşadığımız bu zor ve yıpratıcı zamanların arasında bir nevi hediye gibi olan bayram molasındayız ülkece.

Kill Me Heal Me

İşte geldim burdayım yine :) Uzun bi aradan sonra hoş geldim bloğuma... Nerde kalmıştım, unuttum... Neyse size tatlış konularla dönüş yapıyorum ... Bu yazımın konusu " Kill Me, Heal Me ", bi kore dizisi. Eş zamanlı izlediğim, izlerken kendimden geçtiğim, oyuncuların "yok artık çok iyisiniz be" denecek kadar iyi olduğu, sevimli mi sevimli kore dizisi. Çoğu korecan duymuştur ismini, duymayanlara da ben haber veriyim :)