Ana içeriğe atla

bir yudum kitap

Uzun bir ara verdim kitap açıp okumaya, pişman mıyım delicesine hem de. Açıyorum bir kitap sayfası sonra aklıma geliyor KPSS -sanki hiç çıkıyor da!- Kendimi o kadar uzaklaştırmaya başlamıştım ki kitaplardan, bir gün karşıma "bir yudum kitap" çıktı.
Kafamı bile kaşıyamayacak olan bana okuma imkanı sağladı en azından sabah 5 dakikalığına. Her sabah mail adresime kısa bir okuma pasajı geliyor bazen bir kitaptan alıntı bazen bir şiirden. Sabah kahvemi içerken bir yudum kahveden bir yudum gelen pasajdan almaya başlayınca hayatım da düzene oturmaya başladı. Bazen çok bunaldığım o test kitaplarından, kendimi yarın sabah gelecek kitabı düşünerek buluyorum. Güzel bir sistem bulmuşlar velhasıl. 

Sayfanın da dediği gibi her sabah bir yudum kahve, bir yudum kitap kalbime iyi geliyor.



Benim gibi istemeyerek de olsa kitaplarla arasına mesafe koyan, kitap okumaya zamanım yok diye şikayet eden ya da kitap alışkanlığı kazanmak isteyenlere güzel bir fırsat, değerlendirilmesi lazım. 
Site adresini ekliyorum, mailinizi kaydettiğiniz vakit her sabah gelmeye başlıyor. Kısacık da olsa iyi okumalar herkese :)


Sağlıcakla.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kill Me Heal Me-Kişilikler

Önceki yazımda bahsetmiştim kill me heal me'den, Ne çok sevdiğimi, oyuncuları, senaryoyu falan anlatmıştım... Şimdi sıra en sevdiğim bölümde kişiliklerimizde. Doğruyu söylemek gerekirse kişilikler öyle güzel canlandırılmış ki Ji Sung tarafından hepsini çok sevdik. İzleyenler bilir oyuncumuzun nasıl güzel iş çıkardığını... Her yiğidin harcı değildir öyle anında değişip, insanları farklı biri olduğuna inandırmak...

Nerde o eski bayramlar!

Klişe bir cümleyle başlayayım dedim bu yazımda günün anlam ve önemini belirtmek için. Öncelikle yaşadığımız bu zor ve yıpratıcı zamanların arasında bir nevi hediye gibi olan bayram molasındayız ülkece.
İngiliz tarihi ile ilgili o kadar çok kitap okuyup film izledim ki onlardan biriymiş gibi hissediyorum bazen kendimi. Jane Austen en sevdiğim yazar olabilir mesela, birçok eleştiri alsa da zamanının hatta günümüzün en iyilerinden biri. Yaşadığı toplumu ele aldığı yazıları, yazı dili en sevdiklerim arasına girmesine sebep oldu. Onu çok sevmem vesilesi ile de Julia Quinn isimli yazar ile tanıştım, kendisine günümüzün Jane Austen'ı deniyor. Ama bence değil. Neyse asıl konum günümüz Austen'ının Bridgerton serisinin Netflix dizisi. Söylediğim gibi bütün tarihi şeyleri sevmemden dolayı bu diziyi de sevdim. Favorim diyemem ama güzeldi. Duyduğuma göre bütün kitap serisi dizi yapılacakmış. Seri 8 kitaptan oluşuyor bu arada. 8 Bridgerton kardeşin evlilik hikayesi.  Yazarın kitapları bana tekrardan ibaret geldiği için beklenti olarak beni çok heyecanlandırmıyor. Bütün kardeşler bir şekilde, ki çoğu 2 haftada aşık olup bir skandalla evleniyor. Mesela en şaşırdığım 4. kitapta Colin ve Penel...